Ulusal ya da uluslararası bir markanız var. Markanın sahibi veya yöneticisisiniz. Ürününüzü pazarlamak için hem tanıtım hem de iletişim yapıyorsunuz. Güzel. Öyleyse soracaklarım sizi doğrudan ilgilendiriyor.
Reklam ajansınız var. Çizgi üstü veya çizgi altı tanıtımınızı onlar üstleniyor. Belki her ikisini de.
Dijital işlerinizi üstlenen bir ajansınız da var. Bu arkadaşlar hem internet sitenizin hem de sosyal medya hesaplarınızın yönetimi ile ilgileniyor.
Halkla ilişkiler ajansınız da mevcut. Basın ilişkileriniz onlara emanet.
Reklam ve tanıtım yatırımı yoğun bir şirketseniz, global bir medya ajansı, saha işlerinizi yöneten bir 3. firma, etkinlik ajansı, hatta bir marka ajansı da elinizin altında.
İş ve iletişim hedefi neyi gerektiriyorsa telefonu tuşluyor, işi uygun ajansa delege ediyorsunuz.
Buraya kadar her şey yolunda. Onlarca ajans... markanıza amade. Biri yetersiz kalırsa gider; zaten kapınızı aşındıran pek çok isim var. Yerine onlardan biri gelir. Tabi şunu da unutmamak gerek: Parası yani imkanı olan her şirketin yaptığı bu.
Şimdi duralım... Ve markanıza yeni bir bakış açısı getirelim. Daha doğrusu sorumlusu olduğunuz mal ya da hizmet ile ilgili 10 soru soralım. Lütfen soruları evet ya da hayır olarak cevaplayın.
01. Reklam, PR ya da saha işleri... Standart tanıtım süreçleri mevcut ya da potansiyel müşterinizin genelde 2 duyusuna seslenir. Görmek ve duymak. İletişim çalışmalarınızda 5 duyuyu birden kullandığınız projeler var mı?
02. Markanız nasıl kokar? Bir melodi olsa nasıl çalınır? Tadı nasıldır? Sattığınız şey bir sanayi ürünü bile olsa... Yukarıdaki sorulara verilmiş hazır yanıtlarınız bulunuyor mu?
03. Pazarlama bütçenizin en az %20'si mecrasız işler mi? Yani parayla satın aldığınız klasik kanallar haricinde, dünyayı bir oyun alanı olarak kullanıyor musunuz?
04. Özenle hazırlanmış bir müşteri deneyimi haritanız var mı?
05. Ofisinizin dekoru, resepsiyonistinizin telefonu açış şekli ya da telefon bekleme müziğiniz... Tek kelimelik marka fikriniz ile uyumlu mu?
06. Tüketicinin karşısına nerede ne şekilde çıkacağı belli olan reklam faaliyetlerinin yanında, tamamen sürpriz bir şekilde kurgulanan ve müşterinizi şaşırtan tanıtım çalışmalarınız mevcut mu?
07. İş arkadaşlarınıza, satış ya da pazarlama ekibinize senede en az 3 kere sıra dışı deneyimler yaşatıp onları motive ediyor musunuz?
08. Marka deneyimi olarak adlandırılan şeyin, ürünü denettirmekten çok öte bir kavram/beceri olduğunun farkında mısınız?
09. Ürününüz nerede satılırsa satılsın... Satış noktasında potansiyel müşterilerinize unutamayacakları anlar yaşatıyor musunuz?
10. Bir marka deneyimi ajansınız var mı?
Soruların yarısından fazlasına evet cevabı verdiyseniz, kendinizi tebrik edebilirsiniz. Şirketiniz ve markanız, geleceğin reklamcılık anlayışına yakın duruyor demektir. Hayır'larınız evet'lerinizden fazla ise sizin için durup düşünme zamanı.
İletişim süreçleriniz için pek çok iş ortağı ile çalışıyor olabilirsiniz. Ancak bu durum, markanızı unutulmaz bir deneyime dönüştürmek için yeterli değil.
Marka dediğimiz şey bir sevgi ve saygı projesi. Gelecekte bu ilişkiyi koruyup size itibar ve para kazandıracak yegane şey ise... Deneyim!
Comments