Markaların “Geri Dönüşüm” başlığı altında kullanıcıları için hazırladıkları deneyimler gün geçtikçe daha dikkat çekici bir hal aldı ve bu durum beraberinde yapılan güzel işleri de getirdi.
Bu başarılı çalışmalardan; deodorant atığına çözüm getiren Myro, Max Gavrilenko’nun kahve atıklarından yaptığı güneş gözlüğü ve KFC’nin ambalajı ile birlikte yenilebilen sandviçi kullanıcılar tarafından büyük ilgi gördü.
Durum böyle olunca, McDonald’s da geçen temmuz ayında Starbuck’ın yaptığı geri dönüşebilir kupalara tam destek vererek bu yolda ilk adımı attı.
Karton bardaklar ile eğlenceli bir deneyim yaratmak isteyen marka, mobil uyumlu Flash Stories kampanyasını başlattı. Sabah kahvesi ritüelini, bardakların üzerine yerleştirdiği; moda, kültür, spor, haber ve oyun olmak üzere beş farklı kategori için hazırlanmış çizimleri ve QR kodu yerleştirdi. Bardakların üzerinde bulunan bu kod, kullanıcılar tarafından telefon ile okutulduğu zaman, MCCafe’nin dijital platformu olan Flash Stories üzerinden onlara her hafta güncellenen içerikler sundu.
McDonald’s, hem geri dönüşüme katkı sağlayarak hem de kahve içme ritüelini farklı bir deneyime dönüştürerek kullanıcılarının kalbine dokundu bile!
Peki sizce her gün çöpe giden onlarca karton poşetin üzerinde sadece marka adı ve iletişim bilgileri yazarak boşa harcamak mı, yoksa karton poşeti sadece bir araç olarak kullanarak tüketicilere unutulmaz bir deneyim sunmak mı?